18 Haziran Basın ve Kamuoyuna Duyuru

BUNCA ÖLÜM, YARALI YETMEDİ Mİ? ŞİMDİ DE YÜZLERCE GÖZALTI NE İÇİN

Gezi parkındaki ağaçları kesen, parkta çadır kuranlara sabahın beşinde gaz bombaları ve tazyikli sularla saldıran, buna tepki gösteren milyonların üzerinde kimyasal madde içeren sular, plastik mermiler kullanan polis, şiddete devam ediyor. Bununla birlikte polis desteğindeki eli sopalı ve bıçaklı saldırganlar devreye sokuluyor.

Dört kişinin ölümüne neden olan, Ankara’da Ethem Sarısülük’ü kurşunla öldüren, onlarca kişiyi sakat bırakıp ağır yaralayan iktidar anlayışı şimdi de “CADI AVI” başlatmış bulunuyor. Parkına sahip çıkan, taleplerinde ısrarlı olan ve daha fazla özgürlük talep eden yüzlerce yurttaşımız yine sabahın kör karanlığında evlerinden gözaltına alınmaya başlandı. Demokratik haklarını kullanan yurttaşlarımıza polis şiddeti, şimdi de gözaltı ve tutuklamalarla devam ettirilmek isteniyor. Meslek Odalarına ve partilere yönelik tutuklamalar artarak devam ediyor. Korku ve baskıdan medet umuluyor.

Bugün itibariye tespit edilebildiği kadarıyla her an artmakla birlikte İstanbul’da 253, Ankara’da 142 kişi gözaltına alınmış durumda. Ülkenin her tarafında bu yönlü uygulamalar devam ediyor. Gözaltına alınan herkesin bir an önce serbest bırakılmasını ve bu anti demokratik tutuma son verilmesini istiyoruz.

Bu ülkeyi yönetenlerin, öncelikle bugün itibariyle, ülke çapında 59’u ağır, 7 bin 822 yaralı yurttaşımızın sağlık durumuna dair açıklama yapmalarını, bu ağır tabloya ve 4 yurttaşımızın ölümüne yol açan sorumlulardan hesap sorulmasını, görevden alınmalarını ve adli mercilere sevk edilmelerini bekliyoruz.

Bilinmelidir ki, yurttaşlarının demokratik taleplerine karşı polis şiddeti ve ardından kitlesel gözaltı ve tutuklama yönteminin devreye sokulması bu ülke halklarının çok iyi tanıdığı bir devlet geleneğidir. Bu Hükümet de bunu görülmemiş düzeyde bugün sürdürmektedir. Bu ülkenin yaşadığı her darbe dönemi, her otoriterleşme çabası bu tür kitlesel tutuklamalarla yaşandı. Gezi Parkı direnişinin kitleselliği, meşruluğu, barışçılığı ve yaratıcı zekâsı bu demode olmuş otoriter yöntemleri bertaraf etme yeteneğine sahip olduğunu gösterdi ve hala göstermeye devam ediyor. Yürüyen yüz binlerden, “duran insanları”na, tencere tava çalanından, insan zinciri kuranına kadar her yeri, her anı demokratik tepkilerinin gösterildiği zeminlere dönüştürebildi.

Bugün itibariyle Taksim’den başlayıp ülkenin dört bir yanına yayılan taleplerin yurttaşlarımızın talepleri haline geldiği ve bundan vazgeçmeyecekleri görülmelidir. Ağaçları kesenler bugün belediye aracılığıyla parka yeniden ağaç ve çiçek dikerek özeleştiri mi yapıyor? Oysa bu tutumun halka açıklanması ve özür dilenmesi daha yararlı olacaktır. “İsteseniz de istemeseniz de bu parkı yıkarız, ağaçları keseriz, size mi soracağız” diyenler bu halka sorulmadan parkı yıkamayacaklarını, halkın taleplerini görmezden gelemeyeceğini anlamış durumda. Şimdi Topçu Kışlası Projesinin iptal edildiğinin açıklanması, sorumluların görevden alınması ve gaz bombası gibi insan sağlığına zarar veren madde kullanımından vazgeçilerek, gözaltına alınanların serbest bırakılması toplumsal barış için çok önemlidir.

Taksim dayanışması milyonların bu talep ve beklentilerini yansıtmayı sürdürürken, gözaltındaki ve hastanelerde yatan yaralı yurttaşları yalnız bırakmayacak, yaralılar iyileşinceye gözaltılar serbest bırakılıncaya kadar bütün gücüyle ses çıkarmaya devam edecektir.

TAKSİM DAYANIŞMASI